Çayın en doğal hali…

Beyaz çayı özetleyecek en doğru cümlenin bu olduğu söylenebilir. Beyaz çay da siyah ve yeşil çay gibi camellia sinensis bitkisinin yapraklarından yapılsa da az işlem görmesiyle diğerlerinden ayrılır. Beyaz çay, tomurcukları henüz açmamış yeni sürgünlerden seçilir. Bu yaprakların üzerinde tüyleri bile olmayan yeni filizler bulunur. Toplandıktan sonra güneşte kurutulan yapraklar, daha az okside olur. Yaprakları bu nedenle daha açık renktedir. Az işlem görmesi nedeniyle de beyaz çay yaprakları daha az tanen içerir. Acımsılık yok denecek kadar azdır.

Aynı etken, beyaz çayın kendine has aroma ve tada sahip olmasına da kapı açar. Hafif altın olan demleme rengi, içimin yumuşaklığı hakkında ilk fikri verir. Aroma ve tat notalarının yoğunluğu siyah ve yeşil çaya göre az olsa da tatlı ve meyvemsi lezzeti ile mükemmel bir içim keyfi sunar.

İlk olarak 7. yüzyılda Çin’in Fujian eyaletindeki Tang Hanedanlığı döneminde üretilen ve sadece soylu aileler tarafından tüketilen beyaz çay zamanla saraylardan çıkarak geniş kitlelere ulaştı. Günümüzde en hassas damakların aradığı lezzetlerin başında gelen beyaz çay, dünyanın farklı yerlerinde yetiştirilse de kalitede Çin halen başı çekmektedir. Toganoo da koleksiyonunu, uzmanlarca yapılan tadım testlerini geçen en seçkin beyaz çaylardan oluşturur.